19 Şubat 2010 Cuma

1st fall

ağzımdan çıkan dumanlar dağıldığı yerde gittiğimiz lunaparka dönüşüyor.
her nefes tshirt ümü sündüre sündüre çekiştirerek başka bir oyuncağa götürüyor.
oyuncaklar ki hızlı,yüksek,baş döndürücü.
ve oyunlar. kışkırtıcı,düzenbaz,yanıltıcı.kaybeden oyunlar.

-oralardan düşmek için atlanmaz,kumar kazanmak için oynanmaz-diyen yabancı o iğrenç sesiyle çığlıkları arasında sözlerini bilmediği bir şarkıyı söylüyor.
-ölmek zorundayız- diyor diğeri- yaşamanın aksine- dönme dolaptan atlayan karısı onları anlamış gibi yapıyor,iki metre yüksekten cesurken.
-doğru.iki nokta arasındaki en kısa yol- diyor.-beni diğer noktaya yanlışlarım yaklaştırsa da daha kısa yoldan.-

kumarda kazanıyor birileri.oyundan kalkıyor.

roller coaster hiç durmuyor.artık korkmuyor müşteriler,sıkılıyor.

elimdeki tüfeğin namlusunu çeviriyorum her birine,sırayla.tetiği yavaşça ezerken gözlerimi kapıyorum.açtığımda ateş ediyor,o ördeği yine ıskalıyorum.
kazanamadığım hediyeleri satın alıyor,sana getiriyorum.
iyi bir nişancı olmadığımı söylüyorsun,söylediğinden emin.oyunun hileli olduğuna inanmıyorsun.neden hediyelerinle oynarken susmuyorsun?
konuştukça hızlanarak döndürüyor beni eteğin.inmek istediğimi söyleyemiyorum,nefesim kesildiğinden.seyredenlerin midesi bulanıyor.sense yedi yasındaki balerin oluyorsun döndükçe.büyüyene kadar durmayacak gibi görünen.

ben atlarken itiyorsun.
masum olduğunu düşündürüyorsun.
sana aldığım ayıcığa sarılıp uyuduğunu düşünürken.
sormamalıyım aslında.
sigaranı nerede içiyorsun?